Bulanmıştım bir bunalıma.
Korkuyordum hayattan; ödenmemiş faturalardan.
Okullardan, diplomalardan, matematikten.
Korkuyordum,
yaz tatillerinden,
Yarının
bize getireceği felaketlerden…
Korkuyordum helal ekmek kazanmayı,
Eşek olmak sanan babalardan, annelerden.
Oysa
ümitsizlik yavurluk değil miydi?
Cennete
doğru namaz koşuyor müminler,
Adalelerimiz
gergin, boş arsalardaydık biz o zaman.
Cehennemi
yudumlarken pet şişelerden; sek ve acı.
Damak
tadına uymayan bir rezalet: uyuşturmak.
Hapları
yutunca fazla salgı dopaminle,
Kritik
bir şüpheyle,
İsa
peygamberle karşılaşmak...
Oysa
ne bir hızır geldi, ne uzandı bir el.
Çin
malı bir telefonda Küstüm, Gürses.
Bir
saç teli, bir paslı cilet.
Bileklerini
keseceksin düşüşleri yaşarken…
Tüm
bunları Ayşe de bilmeyecek.
Uçmak
istiyorum deyor, bankalar peşimde.
Kokain:
zencilerde,
Araplar
aromalı duman, ülke elden gitse bile.
Bonzai
ciğersiz Türkler için ancak.
Gerçi
ekstazi olmasa, televizyonla uyuşacak.
Bu
filmi izleme Ayşe, yine zengi kazancak.
Ayşe
parayı seçme, sevgilin ölcek.
Deyor
ki: Türk erkeğinde ne gezer vizyon.
Ayşe
kendi ayakları üstünde durcak.
Çünkü
bu kapitalizmin en sevdiği pozisyon.
Size
hiç karı yok: yüz liraya tek seans et.
Sonra
gonore, mantar, frenginin birini seç.
Mastürbatör
Türk genci, pornolar ne emrediyor?
Para
için düzülen kadınları, feminenler görmüyor.
Belediye
önlerinde bir adet yangın tüpü bulunmalı.
Sokaklar
istilada,
Bağışıklık
kazandık artık,
Ödenmemiş
senetler için arayan avutlara.
Yaşayın
ölene dek canımız hah çıkacak!
Sıkın
dişinizi biraz daha,
Reis
bize saray yapcak.